Çarşaflı Hanife! (6) (Koray 36 Y., Afyon)
Hanife sessizce
soyunurken ben de sikimi sıvazlıyordum. Az sonra yeniden
çırılçıplak kaldı. Bir süre boş gözleri üzerimde
gezindi. Sonra da, "Bugünden sonra birbirimizi unutacağız, sen de o
görüntüleri sileceksin. Eğer silmezsen, beni rahatsız edersen olacaklardan
sen sorumlu olursun!" dedi tehditkar bir tonla. Cevap vermek yerine, "Hadi geç
yatağın üzerine de domal!" dedim.
Hanife bir
gözlerime bir sikime baktı. Sikim yeniden sertleşmiş, boncuk
gibi götüne girmeye hazırdı. "Sikine krem sür!" dedi Hanife. "Kremi nerden
bulayım?" dediğimde, "Bende var ya!" dedi ama hemen ardından
çantasını arabada bıraktığını
hatırladı. "Çantamdan alıp gelsene!" deyince, "Ya bi siktir git!"
dedim tepki olarak. Bu hale gelmişken garaja inip arabadaki
çantasından krem alıp gelecektim aklı sıra.
"Koray, alamam
ben onu, geçen krem sürdüğün halde canımın acısıyla
kıvrandım!" deyince gururum okşanmışçasına
gülümsedim. "E, kocanın parmak kadar sikine benzemiyor benim ufaklık,
değil mi?" dedim keyifle. Endişeli yüzünde tek bir hareket yoktu.
"Sen getirmezsen ben getiririm, arabanın anahtarını ver!"
deyince, "İyi be tamam, bakalım buralarda krem bulabilecek miyiz..."
dedim ve çekmeceleri karıştırdım. Ancak krem yoktu.
Banyodaki sıvı sabun aklıma geldi, onu söyleyince, "Tamam olur!"
dedi Hanife. Banyodan sıvı sabunu alıp geldim.
Hanife
yatağın üzerine çıkarak domaldı bu sırada. "İyice
sabunla!" diyerek uyarıda bulunmaktan geri kalmazken hindistan cevizli
sıvı sabunun pompasını göt deliğinin ağzına
getirdim ve birkaç kez basarak bolca sabunu deliğin ağzına
boşalttım. Parmaklarımla akan sıvı sabunu deliğin
içine ve etrafına yedirdim. Ancak tüm bunlar olurken sikimin sertliği
geçmişti. Hanife'ye, "Şu sikimi ağzına al da kaldır
biraz!" dedim.
Hanife
gönülsüzce doğrulup yatağa oturdu ve sikimi sıkıca tuttu
ardından da hızlı hızlı emmeye, somurmaya
başladı. "Acelen ne?" dedim saçlarını okşarken. Cevap
vermek yerine başını ileri geri oynatmaya başladı.
Sikimi nerdeyse boğazına kadar alıyordu. Sanki götüne girmeden
önce beni boşaltmaya çalışıyordu. "Tamam, bu kadar yeter,
hadi!" dememle sikimi çıkardı ağzından ve kendini geri
çekti.
Yeniden
domaldı. Sıvı sabun göt yarığını
kayganlaştırmıştı. Sikime de bolca döktüm sabundan.
Hanife bacaklarını iki yana açtı biraz daha. Yatağın
üzerine çıkıp arkasında yerimi aldım. Sabundan iyice kaygan
hale gelmiş sikimi göt yarığında gezdirdim. Hanife'nin
hafiften kıllı göt deliğine bastırdım daha sonra.
Sikimin kafası göt deliğinin yavaşça genişlemesiyle beraber
içeri girmeye başlarken Hanife başını geriye atıp, "Canımı
acıtma!" dedi.
Dizlerimin
üzerinde biraz öne doğru kaydım ve sikimi tutup daha çok
bastırdım. İyice sabunlanmış göt deliği
açılıp genişlerken sikimi daha çok alıyordu içine. Bir ara,
"Ihhh!" diye acı bir inilti çıktı Hanife'nin dudaklarından.
"Yeter bu kadar soktuğun!" deyince, "Ne yeteri, daha yarısı bile
girmedi!" dedim. Ancak Hanife, "Koray alamam ben onu, yeter bu kadar!" dedi
acıdan kıvranarak.
O zaman daha
fazla ileri gitmeden sikimi sokup çıkarmaya başladım götüne.
Hanife'nin göt deliği sikime büyük bir baskı yapıyordu ama bir o
kadar da zevk veriyordu. Sikim gidip geldikçe göt deliği daha çok
genişlemeye Hanife'nin acısı da azalmaya
başlamıştı. O şimdi farkına varmasa da götü
sikimi yarına kadar alır olmuştu.
Dolgun,
yağlı göt yanaklarından kavradım sıkıca ve daha
büyük bir güçle bastırmaya başladım. O an, "Ayyy,
yavaaşşş!" diye şiddetle bağırdı.
Başını geriye atarak, "Dikkat et!" deyince kendimi geri çektim
ve sikimi çıkardım götünden. Göt deliğinin ağzı
kızarmış ve epey genişlemiş durumdaydı. Hanife
yatağa uzandı, yastıklardan birini alıp karnının
altına koydu, götü bu şekilde tümsek yaparken bacaklarını
ayırdı iki yana iyice.
Eğildim,
sikimi tutup göt yarığına sürttüm ve sonra da bastırmaya
başladım. Bu şekilde daha rahattı. Hanife'nin göt deliği
şimdi sikimi daha kolayca alıyordu. Sikim daha çok girdikçe
aldığım tarifsiz zevk de çoğalıyordu. Yavaş
yavaş abanmaya, hızlanmaya başladığımda
Hanife'den ses çıkmıyordu. Sikim şimdi yarısından da
fazla girdiği halde Hanife'nin sessiz kalması hoşuma gidiyordu.
Ama amını sikiyormuşum gibi pompalamaya
başladığımda ufak ufak ıhlamalar, ahlamalar gelmeye
başladı dudaklarından.
"Ihhh, ayyyy,
ahhhh, yavaaşşş, Korayy, yavaaşş!" demeye
başladı saniyeler sonra ama artık durabilecek noktayı
geçmiştim. Var gücümle pompalıyor, zorluyor, köklüyordum sikimi
götüne. Bu ideal pozisyonu kendisi hazırlamıştı, bunun
sonuçlarına da katlanması gerekiyordu. Hanife acı acı
inlerken kasıklarım dolgun göt yanaklarına çarpıyor ve
şiddetli 'Şlap şlap şlap!' sesleri onun iniltilerine
karışıyordu.
Altımızdaki
yataktan yoğun gıcırdamalar gelmeye başlamış,
üzerinde deli gibi yaylanır olmuştuk. Belki de Hanife'yi bir daha
sikemeyecektim, bu son sikişimiz olacaktı. O nedenle bu son
sikişimizden mümkün olduğunca çok zevk almaya bakıyordum. Onun
altımda kıvranmasına, debelenmesine ve ettiği küfürlere
aldırmıyordum. Hanife'nin ağzından hiç
duymadığım, bilmediğim küfürler çıkıyordu.
Acıyla inliyor, nerdeyse ağlıyordu. Çünkü sikim artık
götüne dibine kadar giriyordu. Hanife'nin göt deliği sikimi boydan boya
alıyordu içine. Hızlı ve güçlü pompalamalarım neticesini
vermiş, göt deliği açılabildiği kadar
açılmıştı.
Artık onu
sikmiyor, tecavüz ediyordum. Göt deliğinin ırzına geçiyordum.
Küfürleri sonuç vermeyince bu kez yalvarmaya başladı. "Koray,
çıkar şunu, Allah'ını seversen çıkarrr, yandımm,
çıkarrr!" diye bağırıyordu ama nafile.
Bağırsaklarını delmeye çalışıyordum sanki.
Göt yanakları löpürdüyor, kasıklarımın altında
eziliyordu. Hanife'nin bembeyaz vücudu çektiği acıyla nar gibi
kızarmıştı artık.
Bu günden sonra
beni bırakacak, terk edecek, kocasına dönecekti. Beni bir mendil gibi
kullanıp bir köşeye atmış olacaktı. Oysa buna
razı olacak biri değildim. Ondan hoşlanmıştım,
sevmiştim ama Hanife beni damızlık bir boğa gibi
görmüştü sadece. Kocasının uzakta olmasını fırsat
bilip benimle sikişmekti tek isteği. Benden
hoşlanmamış, beni sevmemiş, duygularıma
karşılık vermemişti. Ben de şimdi bunun öcünü onun
götüne tecavüz ederek alıyordum.
Onu hayvan gibi
sikiyordum ama aklım bu düşüncelerle doluydu, aklım orada
değildi. Yine de dakikalar sonunda boşalmaya adım adım
yaklaşmıştım. Son bir güçle daha çok abandım,
yüklendim götüne. Sikim götünde kaybolmuştu artık. Hanife
bağırıyor, çağırıyor, küfürler ediyor,
yalvarıyordu. Ter içinde kalmıştık. Ama o acıyla
yanıp kavrulurken ben zevkle dolmuştum.
Sonunda deli
gibi, böğüre böğüre boşaldım götüne. Böyle bir
boşalmayı, böyle bir zevki daha önce hiç tatmamıştım
sanki. Adeta hayatımda ilk defa sikiş yaşamıştım,
öylesine bir zevkle akıttım döllerimi götüne. Derinden gelen
böğürmelerim yavaş yavaş kesildi, yerini kuru bir öksürük
aldı. Hanife ise artık ses çıkartacak halde bile değildi.
Kalan son
gücümle çıkardım sikimi götünden. O an şiddetli bir osuruk
odayı çınlattı. Hanife'nin iyice açılmış ve nar
gibi kızarmış götünden çıkan yoğun ve pis kokulu
osuruk odayı kapladı. Sikimin üzerinde ve göt deliğinin
ağzında döllerimden hariç koyu kahverengi bir sıvı
vardı. Hanife'nin bağırsağı delinmiş de içindeki
pislik dışarı akmıştı sanki.
Sırt üstü
uzandım yatağa. Hanife başını yastığa
gömmüş, ağlıyordu. Birkaç dakika öylece kaldık. Yavaş
yavaş kendime gelirken Hanife sessizce kalktı. Ama göt deliğinin
verdiği acı yüzünden belliydi. Yüzü terden
sırılsıklam, gözleri kan çanağına dönmüştü. Bana
hiç bakmadan ebeveyn banyosuna girdi. Başını koyduğu
yastığı ısırmıştı, dişlerinin izi
belliydi yastıkta. Banyoda ne kadar kaldığını
hatırlamıyorum. Sıcak suyun buharı açık kapıdan
yatak odasına dolarken gözlerimi kapamış tatlı bir uykuya
dalmıştım...
Uyandığımda
saat 17:00'yi geçiyordu. Hanife yoktu, evde bir ölüm sessizliği
vardı. Birkaç defa seslendim ama hiç ses yoktu kendisinden. Acaba gitti mi
diye düşündüm. Aradım ama telefonu kapalıydı. Arabamın
anahtarı da yoktu. Kurulanıp yatağın üzerine
bıraktığı havluyu belime doladım ve garaja indim.
Araba yerindeydi ama çantasını almış, anahtarı da
arabanın üzerinde bırakıp gitmişti. Buradan merkeze
minibüsler çalışıyordu, onlara binip gitmişti
anlaşılan.
Yeniden yatak
odasına çıktım. Banyoya girip yıkandım, kurulanıp
giyindim. Her yeri topladım. Ama Hanife'nin yastıktaki diş
izleri için bir şey yapamadım. Arabaya atlayıp işyerine
geldim. Hanife'nin dükkan kepenkleri çekiliydi.
Ben de fazla
kalmadım, arabayı gene garaja park edip eve gittim...
[Koray]
|